Elazığ 2 Şubesi

Üniversite Şube Başkanlarımız ve temsilcilerimizle istişarelerde bulunduk

Üniversite Şube başkanlarımız ve temsilcilerimizle istişarelerde bulunduk

Eğitim-Bir-Sen Üniversite Şube başkanları ve temsilcileri toplantısı video konferans yöntemiyle yapıldı. Üniversitelerdeki akademik ve idari personelin taleplerinin, salgın sürecindeki çalışma şartlarının değerlendirildiği, personelin sorunlarının ele alındığı, çözüm yollarının istişare edildiği toplantının açılışında konuşan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, dayanışmanın, omuz omuza vermenin, kol kola yürümenin önemine dikkat çekerek, “Örgütlü gücümüz sayesinde pek çok kazanım elde ettik. Üniversitelerdeki üye sayımızı daha da artırarak, gücümüze güç katmalıyız. Sorunları,  ancak el birliği ederek çözebiliriz” dedi.



 

Toplu sözleşmede bugüne kadar 258 kazanım elde ettik

Örgütlülüğün getirdiği kazanımların bir çırpıda elde edilmediğini belirten Yalçın, “Toplu sözleşmede bugüne kadar elde ettiğimiz 258 kazanım var. Bunlar, örgütlülüğümüzün getirdiği kazanımlardır” şeklinde konuştu.

Toplu sözleşme müzakerelerinde öğretim elemanlarına ek ödeme taleplerinin karşılanması için yürüttükleri mücadele sonrasında akademik personele ‘yükseköğretim tazminatı’ ve ‘akademik teşvik ödeneği’ adı altında ilave mali haklar sağladıklarını vurgulayan Yalçın, 15 Aralık 2014 tarihi itibarıyla bazı üniversitelerde sona eren geliştirme ödeneğinin 15 Aralık 2021 tarihine kadar uzatılmasını, yükseköğretim kurumları disiplin kurullarında sendika temsilcisi bulundurulmasını; doçentlik sınavlarında jüri üyesi olarak görevlendirilenler ile doktor öğretim üyesi, doçent ve profesör atama jürilerinde görev alan öğretim üyelerine akademik jüri ücreti ödenmesini; üniversitelerde ikinci öğretime ilişkin fazla çalışma yapabilecek personele ilişkin birim içi sınırlamanın yüzde 45’e, birim dışı sınırlamanın yüzde 20’ye çıkartılmasını sağladıklarını söyledi.

Yalçın, üniversitelerin sıra tahsisli lojmanlarının yüzde 15’inin idari personel için ayrılmasının, üniversitelerde lojman tahsis komisyonlarında yetkili sendika temsilcisinin bulunmasının, yükseköğretim kurumlarında arşivci, kütüphaneci, kitap patoloğu ve sosyolog unvanlı kamu görevlilerinin ek tazminat almalarının, yükseköğretim kurumlarında yardımcı hizmetler sınıfında yer alan ‘itfaiyeci’ kadrosunun genel idare hizmetleri sınıfı olarak değiştirilmesinin, üniversitelere bağlı yurtlarda görev yapan personele yaptıkları fazla çalışmanın karşılığı olarak ödenmekte olan fazla çalışma ücretinin üç kat artırımlı olarak ödenmesinin, şeflerin özel hizmet tazminat artış oranlarının 10 puana çıkarılarak maaşlarına 2018 yılı için aylık 101,47 TL, yıllık 1.217,64 TL tutarında artış yapılmasının, hizmet tahsisli konutlardan yararlanma sürelerinin sıra tahsisli konutlara ilişkin puanlamada dikkate alınmayabileceğinin sendika olarak verdikleri mücadele sonucu olduğunu kaydetti.



 

Geliştirme ödeneği idari personele de verilmelidir

Geliştirme ödeneğinde akademik ve idari personel ayrımına son verilmesi çağrısında bulunan Yalçın, uzmanlara ve idari kadrolarda çalışanlara da geliştirme ödeneği verilmesini istedi.

Geliştirme ödeneği ödenmesindeki 15 yıllık süre sınırlamasının kaldırılması gerektiğini dile getiren Yalçın, “Geliştirme ödeneği uygulamasına ihtiyaç duyan her üniversite bazında devam edilmelidir” ifadesini kullandı.

Yalçın, yükseköğretim kurumlarının ikinci öğretim yapan birimlerinde görevli idari personele ödenecek fazla çalışma ücretini ayda elli saatle; fazla çalışma ücreti ödenebilecek personel sayısını ikinci öğretim yapılan birimlerin kadrolarında bulunanlar için idari personel sayısının yüzde 30’unu, diğer birimlerden görevlendirilenler için ise üniversite kadrolarında bulunan idari personel sayısının yüzde 10’uyla sınırlayan düzenlemeyi kaldıran Danıştay kararının uygulanması çağrısında bulundu.

Akademisyenlerin daha fazla bilimsel çalışma yürütebilmesi için ücretlerinde artış yapılmalı, girmek zorunda oldukları ders yükü ve ders saati azaltılmalıdır

Akademik personelin daha fazla bilimsel çalışma yürütebilmesi için ücretlerinde artış yapılarak girmek zorunda oldukları ders yükü ve ders saatinin azaltılması gerektiğini belirten Yalçın, bu konuda bir an önce adım atılmasının elzem olduğunu, akademisyenlerin daha fazla bilimsel çalışma ve araştırma yapmaları için mali ve sosyal haklarında iyileştirme yapılarak idari kadrolarda (genel sekreterlik, daire başkanlığı vs.) görevlendirilmesi uygulamasının kaldırılması gerektiğini söyledi.

İdari personele YÖK gözetim ve denetiminde üniversite içi ve üniversitelerarası mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı verilmelidir

Üniversitelerde, idari personelin yer değiştirmelerinde muvafakat uygulaması yerine YÖK gözetim ve denetiminde üniversite içi ve üniversitelerarası mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı verilmesi gerektiğini dile getiren Yalçın, “Başta öğretim elemanları olmak üzere, tüm üniversite personelinin siyaset yapma özgürlüğünün önündeki sınırlamalar kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.

Sözleşmeli personel kadroya geçirilmelidir

Üniversiteler başta olmak üzere, kamuda çalışan tüm sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi talebini yineleyen Ali Yalçın, sözleşmelilikten kadroya geçen personelin daha önce geçici veya daimi işçi statüsünde geçen süreleri memuriyet hizmet süresine sayılmalıdır” diye konuştu.

Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları merkezî sistemle periyodik olarak yapılmalıdır

“YÖK ya da ÖSYM tarafından tüm üniversiteler için merkezî olarak her yıl ya da iki yılda bir görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları yapılmalıdır” diyerek sözlerini sürdüren Yalçın, “2547 sayılı Kanun’un 33/a ve 55/d maddesi kapsamında çalışan akademisyenler iş güvencesine kavuşmalı; doktora eğitimini tamamlayanlar doktor öğretim üyesi, doçent unvanını alanlar doçentlik kadrolarına atanmalıdır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun değiştirilmesi ekseninde kapsamlı bir yükseköğretim reformuna ihtiyaç vardır. Bu amaçla bir çalışma başlattık, sonuçlarını bir rapor hâlinde kamuoyuyla paylaşarak YÖK’e sunacağız. Rektörlük seçim usulünün üniversiteleri bir çekişme ve çatışma ortamına sürüklediği gerçeğinden hareketle seçim usulünün kaldırılması noktasındaki çabalarımız başarıyla sonuçlanmıştı. Ortaya çıkan sonuçlar, artık üniversitelerimizde istenilen düzeyde olmasa da eskiye nazaran rektörlük seçimi kaynaklı sorunların büyük oranda giderilerek çalışma barışının kısmen tesis edildiğini gösteriyor. Bu durum kapsamlı bir yükseköğretim kurumları reformu için emsal teşkil etmelidir. Üniversite personelini yakından ilgilendiren bir konu olan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları konusu, bu ay veya en geç Aralık ayı içinde yapılması planlanan Kamu Personel Danışma Kurulu toplantısının ana gündem maddelerinden biri olacaktır. Sendika olarak idari personele de geliştirme ödeneği ve yükseköğretim tazminatı ödenmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının YÖK eliyle merkezî olarak yapılması ve idari personele üniversitelerarası merkezî yer değişikliği hakkı verilmesi konularında imza kampanyaları gerçekleştirdik. Salgının ortaya çıkışı, bu kampanyaların sonuçlarını ve YÖK önünde bu konuların müzakere edilmesini gündemin alt sıralarına atmış olsa da bizim gündemimizde durmaya devam ediyor. Salgın sonrası süreçte önceliğimiz bu konularda YÖK eliyle somut adımların atılması olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.


 

Üniversitelerde yıllardır devam eden ve kanayan bir yara olan 13/b-4 maddesinin keyfî kullanılmasına son verecek bir düzenleme yapılmalıdır

2547 sayılı Kanun’un 13/b-4 maddesinin amacı dışında keyfî kullanımının, üniversitelerde yıllardır devam eden kanayan bir yara olduğunun altını çizen Yalçın, sözlerine şöyle devam etti: “Maddede tanınan takdir hakkının kullanımının sınırlarının çizilmesi ve denetlenmesi eksenli bir kanun değişikliği konusunda YÖK’le yapılan görüşmelerde ayrı bir parantez açarak bu konuda ivedi bir düzenleme beklentimizi ifade ettik.”

Dayanışma aidatında ısrarcıyız

Memur sendikacılığının 28 yıllık süreç içerisinde çok zor bir işi başardığını kaydeden Yalçın, “Mevcut sendikal durumu ve zemini ya dayanışma aidatı sistemiyle dengelemeliyiz. Örgütlülüğü özendirecek dayanışma aidatında ısrarcıyız. Yetkili sendika ile yetkisiz sendika arasındaki fark ortaya çıkmalıdır” dedi.

Yalçın, 2020 yılında meydana gelen deprem, sel ve orman yangını afetlerinde Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen olarak toplumsal ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirerek, üyelerine ve toplumun diğer kesimlerine gerekli yardımları tereddüt etmeden yerine ulaştırdıklarını kaydetti.

‘Yükseköğretime Bakış: İzleme ve Değerlendirme Raporu’nun ses getirdiğini ifade eden Yalçın, raporun ortaya çıkarılmasında, eleştiri ve önerileriyle destek olan üniversite şube başkanlarının katkısının büyük olduğunu sözlerine ekledi.

Daha sonra söz alan üniversite şube başkanları ve temsilcileri, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, sorunlarını dile getirerek çözüm önerilerini ifade etti.